29 Nisan Çarşamba günü babamın rahatsızlanması üzerine her zaman kullandığımız bu taksi acentesini arayıp taksi çağırdık. Beyninde pıhtı attığı için iftar sofrasında babamın bayılmış olduğu haberini aldığım için o yolun ne kadar uzun geldiğini anlatamam. Kafam gitmiş bir şekilde yolun bir an önce bitmesini istediğim halde yolu uzatan bir taksi şoförü vardı. O durumda bile zaafımdan yararlanan kapitalist dünyanın lanet ötesi insanlarından sadece bir tanesine tam da şans bu ya orada denk geldim. Telefonlarım susmuyordu, ailem telefonla arıyolardı. Açıp nolduğunu sorarken nerede olduğumu da söylüyordum. Şoför denilen iki ayaklı olduğu için insan sıfatına giren haricinde insanlıktan nasibini almamış şahıs “telefonda konuşup duran sizsiniz. Ben nereden bileyim nereye gideceğinizi ineceğinizi” gibi laflar söyledi. Sanki ben arkadaşlarımla hangi cafede hangi eğlenceye gideceğimi konuşuyormuşum gibi telefonla konuştuğum için ineceğim yeri gideceğim yeri söylememekle suçlandım.Hayati bir mesele için telefonda konuşurken böylesi bir “insana” rastladım.üç kuruşluk yer beş kuruşluk yazdı ama bunun hiçbir önemi yoktu.İstese o an böbreğimi satıp verirdim o lanet olası adama.Benim tek istediğim hızlı gidebilmekti ki babamı görebileyim.Nitekim eve vardığımda babam ambulansla kaldırılmıştı, bu yüzden evdeyken babamı göremedim. Neticede mahkemelik olmak istediğim bir süreçteyim.Çünkü babamı, daha fazla kazanmak uğruna bekletip dolandırması yüzünden göremedim.İlahi adaletin tecelli etmesini bekliyorum.
Bitti mi peki hayır bitmedi.
6 Mayıs Çarşamba.Hastaneden babamın kalbinin durduğu haberini alıyorum.Aptallık bende ki tekrar bu taksiyi arıyorum.Başka bir taksici geliyor.Ceket ve cüzdan alıp çıkıyorum.Hastaneye varmak üzereyiz. Yolda kalbi tekrar çalıştırmış olmaları için dua ediyorum.Telefonlar yine susmuyor.Gelen diğer bir şoför müsveddesi konuştuklarıma hakim, hepsini duyuyor.Durumun farkında. İnsan karşısında insan bekliyor ama yok işte hele ki bu devirde.Hastaneye geldik cüzdanı acıyorum içinde para yok. Diyorum ki yerim belli uğrar veririm ben sonra. Adam bozuluyor sessiz kalıyor. Annemi arıyorum o da yolda geliyor ama daha beş dakikası var ancak onu beklemek bana ömür geliyor çünkü hastaneye gelmişim babama nolduğunu öğrenmek için bir an önce hastanenin içine girmek istiyorum. Ama para olmadıgından napacağımı bilmez durumdayım.O aceleyle cüzdanı alabilmişim ama içinde para olup olmadığına bakmadan çıkmışım.Adam demiyor ki kızım tamam sen git,ben sonra alırım,hallederiz sonra,git babana bak demiyor.Babam ölmüş mü kalmış mı bunun derdindeyken 40 lira için benim yurtdışına falan kaçacağımı sandı herhalde.Ben ağlayarak, merak içinde hastaneye gitmem gerekirken bankaya para çekmeye gidiyorum.Bu iğrenç insanların parasını veriyorum. Sonra hastaneye gidebiliyorum. İşte böyle bir acente. Allahtan tek dileğim aynılarının beterinin başınıza gelmesidir.Bugüne kadar beddua etmemiş bana ettirdiniz ya umarım tez zamanda babamın başına gelenlerin bin beteri gelecektir. İlahi adalete güveniyorum.